Kıbrıs

‘Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı’na sert tepki

‘Nereden buldun’ sorusunun sorulmayacağı ‘Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı’na CTP Milletvekilleri Erkut Şahali ve Devrim Barçın’dan sert tepki: 'Siyasi kamu görevlilerine şüpheli bildirimi yapma zorunluluğu gelsin'

CTP Mağusa Milletvekili Erkut Şahali, 28 Nisan 2025 tarihli Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada hükümetin önerdiği ‘Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı’nı eleştirdi.

Şahali konuşmasında “2024 yılı bütçe görüşmelerinin bittiği gece, tam da bütçe görüşmelerinin hemen ardından, belki de bu Meclis tarihinde ilk kez bütçe görüşmeleri tamamlandıktan sonra görüşülerek geçirilen bir yasa” olarak, ’Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi Yasası’nın (‘Suç Gelirlerinin Aklanmasının, Terörizmin Finansmanının ve Kitle İmha Silahlarının Yaygınlaşmasının Finansmanının Önlenmesi Yasası’) üzerinde ‘çok ciddi bir emek’ olduğunu belirtti.

CTP Milletvekili Şahali: “Türkiye’nin bizden de kaynaklanan sebeplerle finansal operasyonlarının şüphe altında olduğu dönemlerde, Türkiye’nin hesabına yazılan bizim finansal hareketlerimizin temiz, sarih hale getirilmesi motivasyonuyla bu yasalar hem ilk gün çıkarıldı”

Şahali, ‘Bu emeğin en önemli motivasyon kaynaklarından bir tanesi, Türkiye’nin bizden de kaynaklanan sebeplerle finansal operasyonlarının şüphe altında olduğu dönemlerde, Türkiye’nin hesabına yazılan bizim finansal hareketlerimizin temiz, sarih hale getirilmesi motivasyonuyla bu yasalar hem ilk gün çıkarıldı, hem geçtiğimiz yıl çıkarıldı.’ dedi. Bu yasa hükümlerinin pekişmesi, bu yasanın daha iyi uygulanması ve daha yaygın bir biçimde uygulanması için üzerine bir paragraflık bir değişiklik daha yapıldığını hatırlattı. 

Şahali sözlerinin devamında, “Elinde bir miktar para bulundurup da bu parayı yürürlükteki finansal sistemin içerisine nasıl sokacağına dair bir muhasebeciye, bir murakıba, bir vergi danışmanına veya bir avukata soran kişi hakkında şüphe etmeyi emreder bu değişiklik. Şüphe etmeyi ve ilgili birimlere şüpheli işlem bildiriminde bulunmayı zorunlu kılan bir değişikliktir. Yani elinde yekün bir para bulunduran Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde istediği gibi hareket özgürlüğüne sahip değildir bu yasaya göre.” ifadelerini kullandı.

‘İtibari paraların ekonomiye kazandırılmasıyla’ ilgili yasa tasarısının ‘nereden buldun’ sorusunun sorulmayacağını taahhüt eden bir yasa tasarısı olduğunu söyledi

KKTC Meclisi’nin gündeminde bulunan bir diğer yasa tasarısının ise ‘İtibari paraların ekonomiye kazandırılmasıyla’ alakalı bir yasa tasarısı olduğunu kaydeden Şahali, “itibari varlıklar’dan kastedilenin ‘nakit para’ olduğunu kaydederek, söz konusu yasa tasarısının yurt dışında bulunan ve herhangi bir finansal mekanizmanın içerisinde de yer almayan, yani herhangi bir bankaya yatırılmamış, herhangi bir trust şirketine emanet edilmemiş, herhangi bir borsanın içerisinde bulunmayan, herhangi bir yasal finansal mekanizmaya dahil edilmemiş paraların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne getirilmesi, getirildiğinin beyan edilmesi ve bu beyana bağlı olarak da o beyan edilen tutarın % 3’ünün devlete vergi olarak ödenmesi kaydıyla ‘nereden buldun’ sorusunun sorulmayacağını taahhüt eden bir yasa” olduğunu vurguladı.

Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasası yürürlükteyken İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Yasa Tasarısı hazırlanabiliyorsa suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine dair operasyona ne ihtiyaç var diye sordu ve yasanın basılı olduğu kağıtları yırtarak tepki gösterdi

Şahali, “Suç Gelirlerinin Aklanmasının, Terörizmin Finansmanının ve Kitle İmha Silahlarının Yaygınlaşmasının Finansmanının Önlenmesi Yasası’nın yürürlükte olduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, eğer hükümetin iradesi çerçevesinde ‘nereden buldun’ diye sorulmayacak paraların dahil edilmesiyle alakalı bir başka yasa daha hazırlanabiliyorsa eğer, bizim bu yasaya ne ihtiyacımız var? Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine dair operasyona ne ihtiyaç var?” sorusunu sordu.

Kürsüden elindeki yasanın basılı olduğu kağıtları yırtan CTP Milletvekili konuşmasına şöyle devam etti:

“Yırtarız, atarız. Ne terörizmin finansmanını dert ederiz kendimize, ne başka bir şeyi. İtibari varlıkların kayıt altına alınmasıyla ilgili yasaları hazırlarız, sisteme sokarız. Nasıl olsa kimse bize nereden bulduğumuzu sormayacak. Ve devlet bu paraları ucundan birazcık kene gibi tırtıklayarak kasasına geçirecek. Ve gerisinin de ne olduğunu hiç merak etmeyecek.

“Bu hükümeti yönetenler, paçasından borç akan bir maliye yarattıkları için elde edecekleri o %3’lük paranın peşine düştüler. O paradan dolayı kaybedeceğimiz itibar, o paradan dolayı ticari hayatımızda meydana gelecek erozyon, o paradan dolayı bankacılık sistemimizin içine girmesi muhtemel risk umurlarında bile değil”

Bankacılık sistemimizi tehdit eder mi? Ülkemizdeki diğer işletmelerin finansal operasyonları karşısında haksız rekabete yol açar mı bu kaynağı meçhul para? Hiç derdimiz olmayacak. Neden? Çünkü bu hükümeti yönetenler, paçasından borç akan bir maliye yarattıkları için elde edecekleri o %3’lük paranın peşine düştüler. O paradan dolayı kaybedeceğimiz itibar, o paradan dolayı ticari hayatımızda meydana gelecek erozyon, o paradan dolayı bankacılık sistemimizin içine girmesi muhtemel risk umurlarında bile değil.

Özdemir Bey’in kendi beyanıdır arkadaşlar: Bu itibari paraların yurt dışından transferiyle alakalı 40 milyon dolarlık bir gelir öngörüleri vardır. 40 milyon dolarlık gelir öngörüsünün ne kadarlık bir parasal büyüklükten elde edileceğini aslında birazcık matematik bilen herkes anlayabilir. Eğer %3’ü 40 milyon dolarsa, yüzde 100’ü de 1 milyar 350 milyon dolardır. [Yaklaşık olarak] 

Yani bu devlet, bu paçasından borç akıttıkları maliyenin başında oturanlar, 1 milyar 600 bin TL’lik bir kaynak ithal edecekler diye, bu ülkeye 60 milyar TL’lik bir paranın getirilmesidir.

60 milyar TL’lik bir kaynağın bu ülkenin ekonomisine palaz pandres girmesine göz yumacaklar. Ve övünecekler: ‘Türkiye’yi gri listeden kurtardık. Bizim kara paranın aklanmasını önleme yasamız var!’

Bu ne pehriz, bu ne lahana turşusu arkadaşlar?’

“İtibar, parayla satın alınamayacak kadar değerli bir şeydir. Eğer siz dünya çöplüğünün artıklarıyla oyalanan bir çakal durumuna düşürecekseniz bu halkı, vazgeçin, yapmayın bu işi”

KKTC maliyesinin biçare duruma düşürüldüğünü, 2025’in ilk dört ayında hükümetin 6 milyarlık borçlanma yaptığını kaydeden Şahali, “para ister kara olsun ister beyaz olsun, hükümet kaynağını sormadan kendi kasasına düşecek kırıntılarla sevinmek ister.” dedi ve şu ifadelerle sözlerini bitirdi:

“Sevinmeyin arkadaşlar. İtibar, parayla satın alınamayacak kadar değerli bir şeydir. Eğer siz dünya çöplüğünün artıklarıyla oyalanan bir çakal durumuna düşürecekseniz bu halkı, vazgeçin, yapmayın bu işi.

40 milyon dolarlık gelir elde etmek için 1,5 milyar dolarlık kara paranın bu ülkeye girişine zemin yaratıyorlar

Resmen dünya çöplüğünden beslenen çakalların işidir, 40 milyon dolarlık gelir elde etmek için 1,5 milyar dolarlık kara paranın bu ülkeye girişine zemin yaratmak. Kapıları ardına kadar açmak ve bir taraftan da ‘benim kara paranın aklanmasını önleme yasam vardır’ deyip övünürken bir harmanlık yer ihtiyacı duymaktır.

“Dünyanın gözü üzerimizde…”

Görüşmekte olduğumuz yasanın biz hem gerekli hem de zorunlu olduğuna inanıyoruz. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne bağlanan yığınla kara para hareketi dünyada takip altındadır. Kâh sanal bet operasyonlarıyla, kâh başka başka meselelerle dünyanın gözü üzerimizdedir.

Geçmişe dönük siyaset-mafya ilişkisi şu anda yakın coğrafyamızda ama özellikle Türkçe konuşulan coğrafyada tartışılmakta olan en popüler konudur. Ve tam da bu döneme denk gelen bir girişimle, ‘yurt dışındaki itibari varlıkların’ deyip aslında yurt dışında banka sistemine sokulamayacak kadar şüpheli ve aslında kirli kaynakların bu ülkeye transferini, bavul içerisinde kar koymuş gibi transferini öngören bir yasayı bu dönemde gündeme getirmek, yapılabilecek kötülüklerin en büyüğü sayılabilir.

O yüzden lütfen, kendi manevi şahsiyetinizi umursamıyor olabilirsiniz ama bizimkine müdahale etmeyin. Bizimkine bulaşmayın. Bizim manevi şahsiyetimize tecavüzü aklınızdan bile geçirmeyin.

Dolayısıyla, geldiği yere kadar gelsin o yasa, bir adım ileriye geçmesin. Emin olun, birazcık yaratıcı davranırsanız veya bize birazcık kulak verirseniz, bu Maliye’nin kasasına 40 milyon değil 140 milyon dolar koyabileceğiniz kaynağı el birliğiyle yaratabiliriz.”

CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın, Maliye Bakanı Özdemir Berova’ya ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’na seslenerek “Vergisini ödemeyip kara para noktasında suç faaliyeti işleyenlerin temizlenmesi adına yasa tasarısını yapmanızı kimler istedi?” sorusunu sordu

CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın da Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı’nı eleştirdi. 

Barçın, “Komitede Maliye Bakanı Sayın Özdemir Berova ne diyor bize? ‘Kardeşim,’ diyor, ‘vergisi ödenmemiş gelir var. Biz bunların vergi bakımından %3 vergisini alacağız.’ Ha, diğer taraftan %37 ödeyen var. Kurumlar vergisini daha yüksek ödeyenler var. Bu önemli değil. Ama ‘vergisini ödedikten sonra bu para’ diyor, ‘temizlenmiş olacak.’

Bakın, neden buraya siyasi kamu görevlileri yazmamız lazım bilir misiniz? Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi Yasası’nda şöyle bir madde var: Vergi suçları, suç faaliyeti olarak tanımlanıyor.

Şimdi, vergisinin kaçak olduğunu öngörüp bir yasa tasarısını Meclise yollayan kişi, kara para aklama yasasına göre bir suçtan birilerini kurtarmak için yasa yapıyor. Ona hiçbir şey yok. Ama bir kişi bir avukata gidip ‘vergiden kaçınmak için ben ne yaparım?’ diye sorarsa o avukata ki doğrudur veya muhasibe sorsa, avukata ve muhasibe bunu devlete bildirme sorumluluğu yüklüyor.

En büyük suç faaliyetini işlemek için Meclise yasa yollayan ve suç faaliyeti olarak, vergisini ödemeyene, vergisini ödeyip %3 ödeyip nereden bulduğunu da sormayıp, buna yönelik yasa tasarısını bu Meclis’e yollayan bu hükümet koltuklarıdır.” dedi.

Hükümete ‘Siz acaba kimlerle ilişki içindesiniz?’ diye soran Barçın, Maliye Bakanı Özdemir Berova’ya ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’na seslenerek “Size kimler geldi? Vergisini ödemeyip kara para noktasında suç faaliyeti işleyenlerin temizlenmesi adına yasa tasarısını yapmanızı kimler istedi? Sizin bildirim yükümlülüğünüz yok mu? 

Bakın, tutanak altında olduğu için söylüyorum. Bir taraftan bu yasanın eksiklerini giderirken, diğer taraftan da bu ülkeye ‘bavulla istediğin kadar parayı getir, kaynağını sormam, %3 vergimi alırım, sisteme sokarım’ denilebilir mi? Bakın, nakit noktasında çok büyük bir sıkıntı var. Bankalar Birliği şunu dedi: ‘Biz, hiçbirimiz bankalarımıza bu parayı kabul etmeyiz.’ Ama siz ısrarınızda devam ediyorsunuz. Bunu çıkıp bu topluma açıklamak zorundasınız.

Nedendir bu ısrar? Ve bu kaçak, yani suç faaliyetini siz demek ki tespit ettiniz ve kendinize göre bir oran belirlediniz ve o orana yönelik buraya yasa tasarısı yolladınız. Peki o suç faaliyetlerine yönelik ne yapıyorsunuz?’ diyerek devam etti.

“Siyasi kamu görevlilerine şüpheli bildirimi yapma zorunluluğu gelsin”

CTP Milletvekili konuşmasını şöyle bitirdi: “Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası şu soruya cevap veremiyor: [Önceki] Yasa gücünde kararnameyle bu ülkeye, nereden girdiği sorgulanmaksızın yapılan hareketin, para transferinin kaç para olduğunu, kaç kişiye ait olduğunu, devletin bu işten kaç para gelir elde ettiğini ve bu paraların ki o zaman zorunlu değildi ama şimdi mecburdur, bankacılık hizmetleriyle olup olmadığını, yasa gücünde kararnamede bu devlet yöneticileri cevaplayamıyor.

Kaç para geldi bankalara? Kaç para gelir elde edildi? Ve ondan sonra bekliyorlar ki bu yasalardaki eksikleri giderince bu memlekette kara parayla mücadele olacak.
Bir taraftan eksikleri gidermeye çalışırken, diğer taraftan da kara para aklama yasası... Bu kesinlikle kabul edilemez. En büyük suç gelirini aklama noktasında yasa tasarısını buraya Özdemir Berova öncülüğünde, UBP-DP-YDP hükümeti sunmuştur.

Yasayı eksik yapmayalım. Ekleyelim buraya da: Siyasi kamu görevlilerine de bu yönde bilgi gelirse, bildirim yapma zorunluluğu gelsin.”

Maliye Bakanı Özdemir Berova itibari paraların yurt dışından getirilerek ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili yasa tasarısının ‘sadece ve sadece vergi düzenlemesi içeren bir yasa tasarısı’ olduğunu ileri sürdü

Cevaben kürsüye elen UBP Girne Milletvekili, Maliye Bakanı Özdemir Berova, ‘Hem Erkut Şahali’ni hem Devrim Barçın’ı dinledik. Erkut Bey çıktı burada yine hitabet gücünü kullanarak, kağıtları parçalayarak şovunu da yapmak suretiyle, Kendisine defaatle anlattığımız bir konuyu, sırf kamuoyuna yanlış ve yalan bilgi vermek adına, değiştirmek suretiyle burada konuşmasını yaptı ve tamamladı.’ ifadelerini kullandı.

İtibari paraların yurt dışından getirilerek ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili yasa tasarısının ‘sadece ve sadece vergi düzenlemesi içeren bir yasa tasarısı’ olduğunu ileri süren Bakan Berova, Suç Gelirlerinin Aklanmasının, Terörizm Finansmanının ve Kitle İmha Silahlarının Yaygınlaşmasının Finansmanının Önlenmesi Yasası’nın aynen uygulanmaya devam edeceğini iddia etti.

Muhalefeti ‘ısrarla ve ısrarla dönüp dolaşarak konuyu vergi düzenlemesi meselesini kara para üzerinden kamuoyuna lanse etmeye çalışmak’la suçlayan Berova, bunun ‘yalan, yanlış ve maksatlı’ olduğunu öne sürdü.

Berova, ‘Ha, şunu diyebilirsiniz: ‘Burada %3 bir kaynak var, bu kaynakla vergilendirme konusunda bazı kişilere haksızlık yapılıyor” diyebilirsiniz. Bu eleştiriyi makul olarak karşılarız. Ve karşılığında da şunu deme ihtiyacı hissederiz: Böyle bir para zaten yok. Dışarıda olan bir paranın buraya getirilerek bu miktarın devlet kasasına kaydedilmesi ve getirilen paranın ekonomi için kullanılmasını uygun gördük.

CTP Milletvekillerini yalancılıkla suçladı

Siz uygun görmeyebilirsiniz ama bunu kara para olayına getirmek gerçekten haksızlıktır değerli arkadaşlar. Ve gerçekten de yalanın en dik alasıdır.’ dedi.

UBP Milletveili, Bakan Berova ‘Nakdi olarak buraya beyanname üzerinden bu paranın gelmesinin birtakım sakıncaları var mı? Olabilir. Varsa bu konu üzerinde nasıl bir değişiklik yapılabilir, bununla ilgili üzerinde çalışıyoruz. Zaten ilgili komiteye de bu vesileyle bunu o gün de ifade etmiştik. Ama burada çıkarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bu kürsüsünden halkı kandırmak suretiyle ‘kara parayı aklamak için yasa tasarısı getiriyorsunuz’ demek, en büyük yalandır” diyerek sözlerine son verdi.

Erkut Şahali tekrar söz alarak yalancılık suçlamalarına sert tepki gösterdi: “Temiz para bu ülkeye gelecekse, beyan yoluyla mı gelir? Senin yurt dışında kazanılmış temiz paradan bir delikli Türk kuruşu dahi vergi alma hakkın yoktur”

Kürsüde tekrar söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, ‘Bu memlekette, coştu mu, kulağından çıkanı duymayan; ağzından çıkanı kulağı duymayan bir Maliye Bakanı görev yapar.’ dedi.

Berova’nın yalan konuşulduğuna dair söylemlerine sert tepki gösteren Şahali, “‘Yalan” ha? Öyle mi? ‘Yalan’ ha?” diyerek, “Kardeşim, yurt dışında bulunan temiz paranın sen ne hakla vergisini alırsın? Söyle bana! Temiz para bu ülkeye gelecekse, beyan yoluyla mı gelir? Senin yurt dışında kazanılmış temiz paradan bir delikli Türk kuruşu dahi vergi alma hakkın yoktur.’ şeklinde konuştu.

Konuşmasının devamında Erkut Şahali şu açıklamaları yaptı: “Özdemir Bey, Devrim Bey çok haklı bir noktaya temas etti. Kamu görevlilerini de ilave edelim bu yasanın içerisine. Yani avukatlar, murakıplar vesaire yazıldı buraya. Siyasi kamu görevlilerini de yazalım. Öyle geçirelim bu yasayı. Bu kadar cüretkârsanız, cesaretiniz varsa bunu da yapalım.

Bu nakdi varlıkların yurt dışından getirilmesi meselesi, sizin ansızın hükmetmenizle gündeme gelecek bir mesele değildir. Bu, ancak talep üzerine hazırlanacak bir yasa tasarısıdır.

Üstelik siz, bu yasa tasarısından önce bir yasa gücünde kararname hazırladınız. Bunun Anayasa’ya aykırı olduğu düşüncesiyle Mahkeme’ye gittiğimiz gün, siz hazırladığınız yasa gücünde kararnameyi iptal ettiniz. O kadar cesaretiniz vardıysa, niye iptal ettiniz? Neden yürürlükten kaldırdınız?

Bakınız, ‘yalan’ dediniz, ‘yalanın dik alası’ dediniz. Altını kalın kalın çizdiniz. Lütfen söyleyiniz bana: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankacılık Yasası uyarınca izin alarak faaliyet gösteren bankalar nezdinde açılmış hesaplara aktarılmaları ki ben ‘aktarmayı’ bir yerden havale yöntemiyle gelmek olarak anlıyorum. Veya bu hesaplara nakden yatırılmalarını anlıyorum. Hesaplara yurt dışından nasıl gelecek bu para? Eğer bankacılık sistemine girse, buradaki hesabın içine gelecek havale yöntemiyle düşecek. Eğer yurt dışındaki bir bankadan buradaki hesaba havale yöntemiyle gelmediyse nasıl gelir? Valizle gelir. Bankanın veznesinden yatırılır.

“Bankacıların bu yasa tasarısıyla ilgili söylediklerini söylemek zorunda bırakmayın dedim. Ben sorumlu davranıyorum”

Şimdi beni, bankacıların bu yasa tasarısıyla ilgili söylediklerini söylemek zorunda bırakmayın dedim. Ben sorumlu davranıyorum. Siz Maliye Bakanı olarak bu sorumluluğu hissetmiyor olabilirsiniz, ama ben hissederim.

Berova’ya “Sendeki maşallah solina, dümdüz; laf gelir gıp diye çıkar”

Bak, ‘yalan’ dersen, eğer ‘yalan’ dersen, boğazının dokuz boğum olması lazım. Sendeki maşallah solina, dümdüz; laf gelir gıp diye çıkar.
Sen Maliye Bakanısın kardeşim. Sana bu sıfat yakıştırıldı. Dolayısıyla madem ki Maliye Bakanlığı yapacaksın, sana söylenenin ne olduğunu önce bir bilene soracaksın.

Ben sana soruyorum: Sen, vergilendirildiği belgelenmiş bir paranın bu ülkeye getirilmesi halinde, o paradan ne kadar vergi alabilecek durumdasın? Bunu söylemen lazım. Bir kuruş vergi alamazsın. Alamazsın! Alamazsın!

“Kara değil, kirli değil… Leş gibi bir paradır”

Eğer %3 vergi ödemeyi göze alıyorsa birileri, getirdiği para leş gibidir. Bunu kabul edin: Leş!

Kara değil, kirli değil… Leş gibi bir paradır. Ve sen bunun için bana yasa yaptığını söyleyeceksin. Hem de ne gün savunacaksın bunu? Kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin yasayı güçlendirirken!

Evet. ‘İtibari para.’ Neden itibari para? Çünkü nakittir sözünü ettiğimiz şey. Nakit. Çantayla gelecek. Gümrükten geçecek.

Gümrükçüye de saydırmayacaklar ha! Yani örneğin 1 milyon dolar getirip de ‘100 bin dolar var bu çantanın içinde’ deyip evrak doldurmak da mümkün.
Ve yapılacak olan o %3’lük tahsilat da para önünden geçerken yapılmayacak. İlgili ayın son gününe kadar vergi dairesine yatırılacak.

Yani ‘yalanın dik alası’ dedi ya... Edilgenliğin, aczin katmerlisidir bu. O kara para yığınının karşısında ezim ezim olmak, bit kadar küçülmektedir bu yaptıkları.

Yasa tasarısını 'felaket senaryosu' olarak nitelendirdi

Ve bir kez daha altını çiziyorum: 1 milyar 350 milyon dolarlık bir paranın bu ülkeye gelmesi, kendilerinin de Maliye olarak 40 milyon dolarlık bir gelir elde etmeyi planladıkları bir felaket senaryosudur.

Özdemir Bey, bize hiç kulak vermeyin. Bizim söylediklerimizi ‘yalan’ diye de lekelemeye çalışın. Hiç sorun değil. Ne olur bu memlekette bozulmamış, bozamadığınız ender unsurlardan biri olan bankacılara kulak verin. O yasayla ilgili ona göre hareket edin.’

: