Yunanistan yayımladığı resmi Deniz Mekansal Planlama (DMP) haritası hakkında çarşamba günü açıklama yaptı.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Ülkenin Deniz Mekansal Planlamasını (DMP) belirleyen ve haritalandıran Deniz Alanı için Ulusal Mekansal Stratejiyi kuran yasa, bugün Çevre ve Enerji Bakanlığı'nın girişimi ve Dışişleri Bakanlığı ile eş sorumlu bakanlıkların iş birliğiyle yayımlandı" denildi.

Açıklamada, "DMP'nin hazırlanmasında izlenen yaklaşım, deniz ortamının iklim dayanıklılığı, sürdürülebilir turizm gelişimi, kültürel mirasımızın ve özellikle su altı eserlerinin korunması, deniz taşımacılığının iyileştirilmesi ve korunması, ülkenin enerji kaynaklarının değerlendirilmesi, balıkçılık çiftçiliği ve ortak ilgi alanına giren sınır ötesi projelerin güçlendirilmesi gibi bir dizi birbiriyle ilişkili hedefe hizmet etmek için sıklıkla çatışan sosyal, ekonomik, enerji ve çevre parametrelerini bir araya getirmiştir" iddiasında bulunuldu.

Açıklamanın soru-cevap bölümünde, haritada gösterilen deniz alanlarının, Yunanistan ile İtalya arasında 1977 ve 2020 tarihli Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlandırma anlaşmaları ile 2020 tarihli Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan anlaşmayı kapsadığı, Yunanistan'ın 4001/2011 sayılı (elektrik ve doğalgaz enerji piyasalarının işletilmesi, hidrokarbon arama, üretim ve iletim şebekeleri hakkındaki) Kanunu'ndan kaynaklanan sınırlarla örtüştüğü ileri sürüldü.

"Yunanistan Deniz Mekânsal Planlamasını gösteren harita bir MEB sınırlandırması oluşturmaz" denildi.

DMP’nin ifşasının zamanlaması hakkında Yunanistan Dışişleri Bakanlığı şunları söyledi: "Hükümet geçmiş sorunları kapatıyor. Ulusal çıkarları pratikte ve esaslı bir şekilde savunuyor."

Yunanistan, karasularının 12 deniz miline kadar genişletilmesinin, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nden kaynaklanan ülkenin "vazgeçilmez hakkı" olduğunu iddia etti

Bakanlık ayrıca, Yunanistan'ın karasularının 12 deniz miline kadar genişletilmesinin, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nden kaynaklanan ülkenin "vazgeçilmez hakkı" olduğunu iddia etti.

"Bu, Yunanistan'ın uluslararası hukuktan kaynaklanan kurallara dayanarak, ulusal çıkarına uygun gördüğü zaman ve şekilde kullanmak üzere saklı tuttuğu bir haktır" denildi.

Kathimerini gazetesinin yayımladığı haritada, ‘Karasuları sınırı: Ulusal mevzuat, 1926 Atina Türk-Yunan Protokolü ve 1932 Yunan-Türk Anlaşması ve Protokolü temelinde belirlenmiştir. Bu sınır, karasularının 12 deniz miline kadar genişletilmesini öngörür ve Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne dayanmaktadır (uluslararası hukuka uygundur).’ iddiası yer aldı.

Bakanlık, geçmişteki sorunların çözülmesinin Türkiye ile diyaloğu engellemediğini savundu.

Açıklamada, "Görüşmemiz, pozisyonlarımızdan taviz verdiğimiz anlamına gelmiyor. Yunanistan, Türkiye ile ilişkilerinde olumlu bir iklim istiyor ve başından beri uluslararası hukuka ve iyi komşuluğa dayalı Yunan-Türk anlayışından yana oldu" denildi.

Haberde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1995 tarihli bir kararında, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki karasularını 6 milin üzerine çıkarması halinde, Türkiye'nin çıkarlarını korumak için askeri yetkiler de dahil olmak üzere "tüm yetkilerin" hükümete verileceği uyarısının yer aldığı kaydedildi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın ‘Yunanistan’ın İlan Ettiği “Deniz Mekansal Planlaması” Hakkında’ başlıklı açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Yunanistan tarafından AB mevzuatı gereği ilan edilen “Deniz Mekansal Planlaması”nda (DMP) belirtilen alanların bir kısmı, Ege Denizi’nde ve Doğu Akdeniz’de ülkemizin deniz yetki alanlarını ihlal etmektedir.

Yunanistan’ın tek yanlı tasarruflarının ve iddialarının ülkemiz açısından hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağını bir kez daha vurguluyoruz.

Ege ve Akdeniz gibi kapalı ya da yarı kapalı denizlerde tek taraflı tasarruflardan kaçınılması gerektiğini, uluslararası deniz hukukunun söz konusu denizlerde kıyıdaş devletler arasında çevre konuları dahil iş birliğini teşvik ettiğini, bu bağlamda ülkemizin Ege Denizi’nde Yunanistan’la iş birliğine her zaman hazır olduğunu hatırlatıyoruz.

Söz konusu tasarruflar ve oldubitti teşebbüsleri ülkemiz açısından dün olduğu gibi bugün ve yarın da hiçbir hukuki sonuç doğurmayacaktır.

Türkiye, Yunanistan'la ilişkilerinde her iki tarafın da sürdürmek istediği ruhu yansıtan 7 Aralık 2023 tarihli Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi çerçevesinde sorunların uluslararası hukuk, hakkaniyet ve iyi komşuluk temelinde çözümü için samimi ve kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğine dair tutumunu muhafaza etmektedir.

Ülkemizin hazırladığı Deniz Mekansal Planlaması da UNESCO ile Birleşmiş Milletler’in ilgili birimlerine iletilmektedir.’ ifadeleri kullanıldı.

Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM), Türkiye'nin çevre denizlerinden azami yararlanmasını hedefleyen DMP’ye ilişkin ilk akademik çalışmayı dün yayımlanmış, çalışmada ‘Türkiye ile KKTC arasında arasında 2011 yılında imzalanan Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması, Doğu Akdeniz’de iki taraf arasındaki kıta sahanlığı sınırlarını belirlemiş ve Türkiye’nin KKTC’nin deniz yetki alanları ve kaynak araştırma faaliyetlerine desteğini pekiştirmiştir.’ denilmişti. 

Ayrıca, ‘Türkiye ile Libya, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuk ilkelerine dayanarak belirlenmesi amacıyla 2019 yılında Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması imzaladığı’ hatırlatılmıştı.

Harita: DEHUKAM

DEHUKAM'ın hazırladığı haritada Doğu Akdeniz'de Libya ile yapılan 2019 anlaşması temelinde Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması yapılırken, Yunanistan’ın dört bölgeye ayrılan resmi haritasında Münhasır Ekonomik Bçlge (MEB) sınırlarının Yunan-İtalyan anlaşmaları (1977 ve 2020) ve Yunan-Mısır anlaşması (2020) gibi anlaşmalara dayalı olarak çizildiği görülüyor. 

Kathimerini gazetesinin yayımladığı Yunanistan’ın DMP haritasında Yunan karasuları sınırının 12 deniz miline çıkarılma hakkı vurgulanıyor.
 

Harita-Grafik: Kathimerini

Kaynaklar: Kathimerini - Türkiye Dışişleri Bakanlığı - DEHUKAM