Dünya

Golan: İsrail, Gazze nedeniyle ‘küresel yalnızlığa sürüklenme’ riski taşıyor

İsrail bir 'parya devlet'e dönüşüyor.

İsrail’in sol muhalefet partisinin lideri Yair Golan, ülkesinin Gazze’de yeniden başlattığı saldırılar nedeniyle “parya devlet” (küresel yalnızlığa itilmiş devlet) olma riski taşıdığını söyledi.

Golan, İsrail’in artık “aklı başında bir ülke gibi davranmadığını” ifade etti. Bu açıklama, Birleşik Krallık, Fransa ve Kanada’nın, İsrail saldırıları durdurmaz ve yardımlar üzerindeki kısıtlamaları kaldırmazsa somut adımlar atacaklarını duyurmasının ardından yapıldı.

Geçen hafta Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan bir rapora göre, yardımların engellenmesi yaklaşık yarım milyon Filistinliyi açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakmış durumda.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, salı günü yaptığı açıklamada, Fransa’nın İsrail ile Avrupa Birliği arasındaki ortaklık anlaşmasının yeniden değerlendirilmesini destekleyeceğini bildirdi.

Demokratlar Partisi lideri Yair Golan, İsrail kamu radyosuna verdiği demeçte, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun aşırı sağ hükümetinin, Hamas’a karşı yürütülen savaşla ülkenin varlığını tehlikeye attığını belirtti. Bu durumun, ABD’de eski Başkan Donald Trump’ın yönetimi dâhil olmak üzere çeşitli kesimlerde kaygı yarattığını söyledi.

“İsrail, eğer yeniden aklı başında bir ülke gibi davranmazsak, Güney Afrika’nın zamanında yaşadığı gibi bir parya devlet olma yolunda ilerliyor.” dedi.

[Güney Afrika'nın “parya devlet” olarak anıldığı dönem, özellikle 1948–1994 yılları arasındaki apartheid (ırk ayrımcılığı) rejimi dönemine karşılık gelir. Bu dönemde rejim, siyah ve beyaz Güney Afrikalılar arasında sistematik, kurumsallaşmış bir ayrımcılık uygulamış ve Güney Afrika, uluslararası toplumun büyük kısmı tarafından dışlanmıştı.]

Golan sözlerine şu ifadeleri de ekledi: “Aklı başında bir ülke sivillerle savaşmaz, bebek öldürmeyi hobiye dönüştürmez ve halkları zorla göç ettirmeyi hedeflemez.”

Bu açıklamalar üzerine Netanyahu öfkeyle yanıt verdi ve eski generali “çılgınca tahrik” ile suçladı. Netanyahu, çok cepheli bir savaş yürütülürken Golan ve “radikal solun” İsrail Savunma Kuvvetleri'ne (IDF) yönelik “iğrenç antisemitik kan iftiralarını” tekrar ettiğini söyledi.

Uluslararası baskılara rağmen İsrail’in saldırıları artıyor

Son günlerde İsrail, Gazze'deki kara harekâtını genişletti ve tüm bölgeye yayılmış hava saldırılarında yüzlerce Filistinliyi öldürdü.

Pazartesi gününe kadar, İsrail iki aydan uzun bir süredir Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt veya yardım girişine izin vermemiş, bu durum ise 2,2 milyon nüfuslu Gazze için tam anlamıyla bir insani felakete dönüşmüştü. BM’den üst düzey bir yetkili, yaşananları “soykırım” uyarısıyla tanımladı.

İsrail bu suçlamayı reddetti ve yardımların Hamas’a yönelmesini önlemek amacıyla kısıtlama getirdiğini ileri sürdü. Ancak İsrail’in yardımları az tanınan bir vakıf aracılığıyla sadece birkaç dağıtım noktasına ulaştırmayı planlaması ki bunların çoğunun Güney Gazze’de olması bekleniyor, başta en yakın müttefikleri olmak üzere dünya genelinde tepkiyle karşılandı.

ABD Kongresi'nden Netanyahu'ya: "Kitlesel açlık görüntülerini kabul etmeyeceğiz... Bu durumda sizi savaş çabasında destekleyemeyiz"

Netanyahu, pazartesi günü yaptığı açıklamada, bu kısıtlı yardıma izin verme kararının “dünya genelindeki dostlarımızın” baskısı üzerine alındığını söyledi. ABD Kongresi, İsrail Başbakanı’nı uyararak, "Kitlesel açlık görüntülerini kabul etmeyeceğiz... Bu durumda sizi savaş çabasında destekleyemeyiz.' demişti.

Filistin Devleti tanınabilir mi?

Fransa Dışişleri Bakanı Barrot, salı günü yaptığı açıklamada Fransa’nın Filistin devletini tanıma konusunda “kararlı” olduğunu, ancak bu adım için net bir tarih belirlenmediğini ifade etti.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy ise bu ayın başlarında, İngiltere’nin de haziran ayında New York’ta yapılması planlanan bir BM konferansında Fransa ve Suudi Arabistan ile birlikte Filistin devletini tanımayı değerlendirdiğini söyledi. Ancak Lammy, bu tanımanın sembolik değil, iki devletli çözüm sürecinin bir parçası olması gerektiğini vurguladı.

Kaynak: Financial Times

: