Yazılar

Kıb-Tek ve limanlar

Protokolde Kıb-Tek ve Limanlar’a ayrılan bölümleri hayretle okudum. Geçmiş koalisyonun da taslağını onayladığı protokolle elektrik sorunu çok daha büyük bir probleme dönüşecek, Mağusa Limanı ise son derece şüpheli işlerin çevrildiği bir liman haline getirilecek. Adına ister kamu-özel ortaklığı deyin ister özelleştirme deyin, Kıb-Tek’in üretim-iletim-dağıtım ağlarının ayrıştırılması ve özelleştirilmesi ile sadece kurumun devredildiği şirketler kazanacak, halka çok daha pahalıya elektrik satılacak, işçilerle memurlar işsiz kalacak, altyapı yatırımları ise yapılmayacak. Türkiye’de elektrikte yapılan özelleştirmeler sayesinde halk OECD ülkeleri arasında en çok zamlanan enerjiyi kullanmak zorunda bırakıldı. Arkamızda Türkiye’de yaşananlar, önümüzde Ercan’da olanlar yokmuş gibi davranmak olsa olsa cehaletle açıklanabilir.
   Ekonomist İrfan Çelik’in gerek Kıb-Tek’te üretim-iletim-dağıtım faaliyetlerinin ekonomik ve idari bağlamda birbirinden bağımsız kâr merkezleri haline getirilmesinin; gerekse de limanların özelleştirilmesinin halkımız için hiç de iyi sonuçlar üretmeyeceğine dair hazırladığı raporlar var. Yıllardır söylenegeldiği üzere Avrupa Birliği üyesi Malta’da ve Portekiz’e bağlı Madeira Adaları’nda AB’nin elektrik piyasalarında genel olarak uyguladığı serbestleştirme, diğer bir ifadeyle tüketiciye daha düşük fiyat, daha yüksek kalite sağlaması koşuluyla piyasaları rekabete açma politikalarının uygulanmaması kararı alınmıştır. Malta ve Portekiz’e bağlı Madeira Takım Adaları’nda olduğu üzere 3.000 GWh’dan az yıllık tüketimi olan küçük izole elektrik piyasalarının serbest rekabete açılmaması veya özelleştirilmemesi için gerekli derogasyonlar AB tarafından 2006/859/EC sayılı direktif ile Malta’ya ve 2006/375/EC sayılı direktif ile Portekiz-Madeira Adaları’na sağlanmıştır.
   KKTC’de elektrik tüketimi Malta’dan daha azdır. Gelişmişlikte bizden çok daha ileride olan bu iki Avrupa Birliği üyesi ülkede elektrik üretim, iletim ve dağıtımının ayrıştırılması veya elektrik piyasasının serbestleştirilmesi tüketici menfaatleri bağlamında verimli bulunmazken ve bu durum AB tarafından onaylanmışken; KKTC’de neden elektrik piyasasının ayrıştırılması ve özelleştirilmesi istenmektedir? Hedef, hiçbir yatırım yapmadan, çalışanları işten çıkararak maliyetlerini asgariye indirecek ve halka sürekli zamlanacak elektriği satarak haksızca zenginleşecek şirketlere kurumun peşkeş çekilmesi olabilir mi?
   Maalesef, halkımızda suni bir Kıb-Tek alerjisi yaratılmıştır. Kıb-Tek’ten ve El-Sen’den açıklama yapılınca özelikle bazı siyasiler ve güdümlü kamuoyu odakları sürekli olarak yüksek maaş alan Kıb-Tek çalışanlarını, elektrik zamlarını ve kesintileri gündeme getirerek, Kuzey Kıbrıs elektrik piyasasındaki göreceli yüksek elektrik fiyatlarının yapısal nedenlerini ve AKSA faktörünü kamuoyundan saklayarak, esas amaçlarını kamufle etmeye çalışmaktadır. Kıb-Tek’e duyulan öfkenin yoğunluğu, Kıb-Tek’in üretim-iletim-dağıtım faaliyetlerinin ayrıştırılmasının ve özelleştirilmesinin daha vahim sonuçlar doğuracağını açıklayan mantığı takip etmeyi ve anlamayı engellemektedir. Malta ve Portekiz’deki siyasilerin aptal; bizimkilerinse kıyasla parlak bir zekaya sahip olduğunu düşünüyorsanız, KKTC siyasetçilerinin siyasette varoluş nedenlerinin fazlasıyla kişisel ve duygusal olduğuna dair anektodları aktarmaya bile değmez. İktidarda protokolcü, muhalefette protokol eleştirmeni kesilen siyasileri daha ne kadar anlatacağız?
   Gelelim Limanlara… Mağusa Limanı’ndan gönderecek ihraç ürünlerimiz mi çok? Asya ve Avrupa arasındaki ticarette, güzergâh üzerinde Mersin Limanı dururken Mağusa Limanı’nı işletecek şirket ne kazanacak? Ticari bir firma normal yollarla Mağusa Limanı’nı işlettiğinde ciddi bir kazanç elde edebilir mi? Ekonomist İrfan Çelik’in yanıtı koca bir hayır. O zaman haliyle aklıma başka sorular geliyor: Mağusa Limanı’nın yasa dışı işlerin bir geçiş noktası haline getirmek mi amaçlanan? Bunun silahı var, beyazı var, karası var…
   Üzücüdür ki toplum vizyonda ve icraatta lidersiz olduğu için Türkiye’nin bir kenti olmayı tercih edecek hale geldi. Boş bir hayal. KKTC ancak bu haliyle makbuldur ve her türlü yasa dışılık için zaten kullanılmaktadır. Feshedilip Türkiye’ye bağlanması bırakın dünyada oluşacak tepkiyi, yasallaşması demek olur ve o kimsenin işine gelmez.
   Gerçeklere gözlerimizi kapatmazsak şayet, partiler üstü yurttaşlar olarak harekete geçmekten başka da çaremiz yoktur.
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz